Sezgisel değerlendirmede kullanılabilirlik uzmanları, sitenizin arayüzünü kullanılabilirlik prensipleri doğrultusunda incelemektedirler. Bu analiz sonucunda, potansiyel kullanılabilirlik sorunlarının bir listesi çıkarılmış olur.
Sezgisel değerlendirme, kullanılabilirlik testinin yerine geçmemelidir. Sezgiler, sitenizin kullanılabilirliğini etkilese de; sezgisel değerlendirmede belirlenen sorunlar, kullanılabilirlik testinde bulunanlardan farklıdır.
Farklı gruplar tarafından pek çok sezgisel değerlendirme çalışması yapılmıştır ancak bunlar arasında en iyi bilineni, 1994 yılında Nielsen tarafından geliştirilmiş olanlardır. Nielsen’in, Rolf Molich ile birlikte 1990 yılında düzenlemiş olduğu listede, aşağıdaki bulgular yer almaktadır:
Sistem Durumunun Görünürlüğü: Sistem; makul zamanlarda düzenli olarak kullanıcıyı, neler olup bittiğine dair bilgilendirmelidir.
Gerçek Dünya ile Sistem Arasındaki Uyum: Kullanıcının dilinden konuşulmalı; sistem-merkezli terimler yerine, kullanıcının aşina olduğu kelime, cümle ve konseptler kullanılmalıdır. Bilginin doğal ve mantıklı bir düzende aktığı, gerçek hayata dair yöntemler takip edilmelidir.
Kullanım Kontrolü ve Özgürlüğü: Kullanıcılar sık sık yanlış sistem fonksiyonlarını seçerler ve bu istemeyen durumun iyice kontrolden çıkmaması için açıkça belirlenmiş bir ‘acil çıkış’ sistemine ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle ‘geri’ ve ‘tekrarla’ fonksiyonları desteklenmelidir.
Tutarlılık ve Standartlar: Kullanıcılar; farklı kelime, durum ya da aksiyonların aynı anlama gelip gelmediğini düşünmemelidir. Tutarlı altyapı sistemleri kullanılmalıdır.
Hata Önleme: Güzel hata mesajlarından bile daha iyi bir şey varsa o da, bir hatanın en başta gerçekleşmesini engelleyen dikkatlica hazırlanmış bir tasarımdır. Her ikisi de kullanıcı herhangi bir aksiyon almadan önce hataya açık durumları ortadan kaldırarak, kullanıcıya onay seçeneği sunmaktadır.
Yeniden Hatırlatmak Yerine Tanımak: Obje, aksiyon ve seçenekler görünür hale getirilerek, kullanıcı belleğine fazla yükleme yapmaktan kaçınılmalıdır. Kullanıcı, diyaloğun bir parçasından diğerine geçerken karşılaştığı bilgiyi hatırlamak zorunda kalmamalıdır. Sistem kullanım talimatları görünür ya da gerektiğinde kolaylıkla geri alınabilir olmalıdır.
Kullanım Verimliliği ve Esnekliği: Yeni kullanıcı tarafından görülmeyen hız artırıcılar, deneyimli kullanıcılar için etkileşim hızını sıklıkla artırabilir ve sistem hem deneyimli, hem de deneyimsiz kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olabilir. Kullanıcıların, kendi hızlarını ayarlayabilmelerine izin verilmelidir.
Estetik ve Minimal Tasarım: Diyaloglar, alakasız ve ihtiyaç duyulmayan bilgiler içermemelidir. Bir diyalogda yer alan her ilave bilgi, gerekli olan bilginin ulaşılabilirliğini ve görünürlüğünü azaltır.
Kullanıcılara Hataları Tanıyıp Tespit Etmeleri ve Onlardan Kurtulmaları için Yardımcı Olmak: Hata mesajları, yalın bir anlatım diliyle (kod kullanılmadan) ifade edilmeli, sorun açıkça belirtilmeli ve yapıcı bir şekilde çözüm sunulmalıdır.
Yardım ve Dökümantasyon: Sistemin dökümantasyon olmadan kullanımı daha iyi olsa da, yardım ve dökümantasyon seçenekleri sunmak gerekebilir. Bu tip bilgiler araştırılması kolay, kullanıcı görev odaklı, yerine getirilmesi için adım adım net olarak açıklanmış olmalı ve çok uzun olmamalıdır.
Uzman görüşünde eleştirmenler, bulguları önceden bimekte ve anlamaktadır. Bu nedenle eleştirmenler spesifik bir bulgu setini kullanmazlar. Bunun bir sonucu olarak da uzman görüşleri daha az resmi olma özeliği taşımakta ve potansiyel bir sorun için spesifik bir bulgu saptamayı gerektirmemektedirler.
Referanslar:
Molich, R. and Nielsen, J., Improving a human- computer dialogue, Communications of the ACM, 33(3), 338-348, (1990).
Nielsen, J., Enhancing the explanatory power of usability heuristics, CHI’94 Conference Proceedings, (1994).